Bu Blogda Ara

5 Mart 2014 Çarşamba

KAHVE...

Kahvenin yanında su getirilmesi, Osmanlı'dan kalma bir adettir. Misafir toksa kahveyi, açsa suyu alırmış. Böylece çok ince nezaketle misafirin ne istediği anlaşılırmış...

(Ayrıca; kahveden önce su içilirse, kahvenin tadına varılır.)


SABIR... Hazret-i Mevlana'dan...

Açlığa sabredersin, adı (Oruç) olur.
Acıya sabredersin, adı (Metanet) olur.
İnsanlara sabredersin, adı (Hoşgörü) olur.

Sevgiye sabredersin, adı (Aşk) olur...

Bize ne oldu...

Evet, bize ne oldu böyle, ne olduk da aslımızı unuttuk.


Bize ne oluyor?

Kur'an-ı Kerime saygıyı unuttuk, ecdadımızın Mushaf-ı Şerif Kuran-ı Kadim dediği mukaddes kelama saygıyı unuttuk. Bize ne oldu?

Odalarımızın baş köşesinde yüksekte asılı olan kuranları ve hatta Osman Gazi'nin Kuran-ı Kerim asılı odada sabaha kadar uyumadığını nasıl unuttuk. Evet, bize ne oldu? Kuran-ı Kerimi çantalarda taşıyoruz (diz hizasında).

Bize ne oldu? Yasin-i Şerifi ayakta okuyoruz. Hatmi Şerif dualarını çok kısa yapıyoruz, ne oldu hıfz edenlere, ne bu saygısızlık...

Bize ne oldu? 15 asırdır duyduğumuz inandığımız saygıyı, sevgiyi neden bitirdik, yeni adetler çıkardık (üstelik ulema geçinenler tarafından).

Evet, bize ne oldu? Büyüklerimize saygıyı, küçüklerimize sevgiyi bitirdik.
.
Bize ne oldu?
Canlı ağaçları kestik, yerlerine yüksek siteler inşaa ettik (40-50 katlı şehir içinde). Rant uğruna kuraklığa sebebiyet verdik.

Bize ne oldu? Fakir-i fukarayı unuttuk, komşuyu unuttuk, arkadaşı unuttuk...

Bize ne oldu?
Kalp kırar olduk, birimizin sıkıntı ve sevincinin hepimizin olduğunu unuttuk.

Bize ne oldu? Kabirlere saygıyı unuttuk. Ecda'dın kabirlerini söküp mezar taşlarını müze gibi duvar kenarlarına dizdik. Sökülen kabirlerin yerine mermer kabirler yapıp, zenginlere, tanınmış kişilere verdik. Bunları yaparken hiç içimiz sızlamadı mı?

Bize ne oldu böyle! Soruyorum, neden böyle olduk?

Bize ne oldu da zevksiz olduk!

Camilerimizdeki yekpare hereke halılarını kaldırdık, yerlerine makine dokuması seccadeleri yaydık.
Eski halılar nereye gitti?  Eskidi ise onarılır kullanılırdı, yazık!

Bazı mescitlerin zarif minarelerini söküp yerine uyumsuz yüksek minareler yaptık (Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Camisi gibi)... Yazık! Kiremit çatının üzerine uzun bir minare! Yazık!

Bize ne oldu? Ecdada bu kadar saygısız olduk...