Bu Blogda Ara

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Kul Hakkı

El hâsıl: İçtimâî hak ve vazifelerimizi  tamâmen saymak için yüzlerce sahife yazı yazmak lâzımdır. Ancak şu cihete pek  çok dikkat etmek lazımdır: başka insanlara karşı vazifemizi yapmayarak üzerimize onların haklarını geçirmemeliyiz. Çünkü kul hakkı çok zordur. 

Allahu Teâlâ’ya karşı borçlu kalacak olursak onun rahmeti boldur, kuvvetle umarız ki haklarından vazgeçer, bizi affeder, bize merhamet eder. Fakat üzerimizde kul hakkı olursa ondan kurtulmak çok zordur. 

Peygamber efendimiz (S.A.V.) bir gün sahâbe‘rine; “Müflis kimdir?” diye sormuş. 
Onlar da; “elinde, avucunda malı ve parası kalmayandır” diye cevap vermişler. Bunun üzerinde Peygamberimiz buyurdular ki “ bilemediniz, 
asıl müflis şu adama derler ki 
Dünya da iken yapmış olduğu bir çok ibâdetler ve tâatların sevap ve hasenâtı ile kıyâmet gününde Allahın huzûruna gelir. Bu adam dünyâ’da bir çok ibâdetler, hayırlar yapmış. Diğer taraftan da başkalarına zulmetmiş, kimini dövmüş, kimini sövmüş, kiminin canına tecâvüz etmiş,  kiminin malını almış, gönlünü kırmış, şuna buna eliyle ve diliyle eziyet etmiş… 

İşte bu hak sâhiplerinin hepsi o adamın etrafına toplanacaklar, haklarını isteyecekler; ‘bana Dünyâ’da iken şöyle yaptı, hakkımı al yarab’ diye davâcı olacaklardır. Allahu Teâlâ bunun hayrat ve hasenâtından husûle gelen sevapları bunlara taksim edecek, fakat yine borcu kapanmayacak, nihayet onların günahlarını bunun üzerine yükleyerek cehenneme gönderecek. İşte asıl müflis böyle olan adamdır.’ 

Öyle ise biz de gözümüzü dört açalım. Dünyâ’da iken hem Allaha olan vazifemizi hakkıyla yapalım, hem de insanlara karşı borçlu olduğumuz vazifelerimizi yerine getirelim. Hiçbir ferdi hiçbir sûretle incitmeyelim. 

Şurası da muhakkak ki; Müslümanlık ferdî olmaktan ziyâde içtimâî bir dindir. İnsan yalnız kendisini değil, başkalarını da düşünecektir. Bunu düşünemeyenler vazifelerini tam yapmış sayılmazlar.

Ahmed Hamdi Akseki, İslam Dini İtikat, İbâdet ve Ahlâk, 11.baskı, 1960

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder