Bu Blogda Ara

29 Eylül 2014 Pazartesi

ışık üstü ışık yani nur

Benim anladığım ışık üstü ışık yani nur, 
gün ışığı ile değil ancak gece karanlığı ile ifade edilebilir. 
İçimin zindanı demekte ki muradım, 
işte bu zindanda ışığı bulmamdandır. 
Yoksa öbür türlü aydınlık bayram yerinde eğlenen çocukların anladığı gün gibidir.
(Necip Fazıl KISAKÜREK, Nuri Pakdil-Konuşmalar 7 Eylül 2014, Haşmet Babaoğlu’nun köşesinden)

Yaşamaya Dair

Yaşamaya zaman ayırın, başarının bedeli budur.
Düşünmeye zaman ayırın, gücün kaynağı budur.

Gülmeye zaman ayırın, ruhun müziği budur.
Çocuklarınızla oynamaya zaman ayırın, zevklerin en büyüğüdür.
Nazik olmaya zaman ayırın, insan olabilmenin sembolü budur.

Goethe

Ayna

Bu dünyada kimse kimsenin dilinden kurtulamaz. 
Dile düşenin tek çaresi sabretmektir.
Şirazlı Sadi


Altın Saplı Kakma İşlemeli Fildişi Ayna, 16. yüzyılın başlarında Osmanlı döneminde (yaklaşık 1299-1923 ) muhtemelen Bursa veya İstanbul Demirinden üretilmiş..

20 Eylül 2014 Cumartesi

Kurban Bayramındaki Hassasiyetlerimiz

Çemberlitaş'ta Kurban Bayramı Eğlencesi GRAVÜRÜ  (Viyana Kütüphanesinden)
Kurbanın mahiyeti,  vücubu, hikmeti, teşriiyesi

1:  Kurban, Allah Taalâya takarrüb için kurban niyetiyle kesilen hususî hayvandır. Kurban bayramında böyle hak rizası için kesilen kurbana “udhiyye” bunu kesmeye de “tazhiye” denilir.

2:  Kurban bayramında kurbet niyetiyle kurban kesmek; hür, mukim, Müslim, zengin olan kimse için bir vecibedir. Zenginden maksat, haceti asliyesinden başka namî olsun olmasın en az iki yüz dirhem gümüş miktarı bir mala malik olan, ya’ni; sadakai fıtır ile mükellef bulunacak kimsedir. Eyyamı nahirde kurban kesmeye kadir olan kimse kurban kesmeyip te bilâhara fakir düşse bu baptaki vücub uhdesinden sakit olmaz.

3: Kurban kesmekle mükellefiyet için İmamı A’zam ile İmam Ebû Yusuf’a göre akıl ve bülûğ şart değildir. Binaenaleyh zengin olan çocuğun veya mecnunun malından velisinin kurban kesmesi lazımdır. Bu çocuk veya mecnun, bu kurbanın etinden yer mütebakisi de elbise gibi aynından istifade edecekleri bir şey ile mübadele edilir.

Fakat İmam Muhammede göre akıl ve bülûğ şarttır. Binaenaleyh çocukların ve mecnunların mallarından kurban kesilmesi icap etmez. Müftâbih görülen de budur. Velileri kesecek olsalar parasını zamin olurlar. Şu kadar var ki bir kimsenin kendi malından çocuğu namına kurban kesmesi memduptur.

“İmam Malik ile İmam Şafiî’ye göre kurban, vacip değil sünneti müekkededir.”

4: Kurban vecibesi hak yolunda fedakârlığın bir nişanesi Allah Taalânın verdiği ni’metin bir şükranesidir. Bunun neticesi de sevaba nâiliyyet ve bir takım belâlardan masûniyettir.

Maahaza insanların ihtiyaçları için her gün yeryüzünde yüz binlerce hayvan kesiliyor. Fakat bunlardan yalnız halleri, vakitleri yerinde olanlar müstefit oluyor. Kurban bayramında ise hak rizası için bir kısım hayvanat kesiliyor, bunların etlerinden, derilerinden bir çok muhtaçlar da istifade ediyor, iktisadî bir mes’ele, dini ve ahlâkî bir mahiyet alıyor. Şahsî menfaat yerine âmme menfaati kaim oluyor. Binaenaleyh kurban kesilmesi, Müslümanlığa has pek insanî, bir fedakârlık demektir.

5: Kurban kesilmekle kesilen hayvanların miktarı pek artmış olmaz. Belki kurban kesildiği günlerde kasaplar için kesilecek hayvanların sayısı azalır, o günlerde yine mutat vechiyle kesilmiş olur.

Kurbanın kesilecek vakti:
1: Kurbanın kesilecek zamanı, eyyamı nahrdır, ya’ni: kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günüdür. Fakat birinci gününde kesilmesi eftaldir.
2: Kurbanlar, kıbleye karşı yatırılarak “Bismillâh, Allahu Ekber” diye kesilir.

Kurbanın eti ve derisi hakkından yapılacak şeyler:
Nezri  tariki ile olmayan kurbanın etinden sahibi zengin olsun olmasın yiyebileceği gibi fakir olmayan kimselere de yedirip ve dağıtabilir. Fetva bu vechiyledir. Mamafih hiç olmazsa üçte birini fakirlere tasadduk etmelidir. Meğer ki orta halli bulunan kurban sahibinin nafakasını te’min etmekle mükelled olduğu kimseler çok bulunsun o halde kurbanın etini onların yemeleri için alı koyabilir, bu menduptur.

Kurbanın postu tasadduk olunur veya ondan seccade veya evde kullanılacak bir şey yapılır. Kesilmeden evvel yünlerini kırpmak mekruhtur.


Büyük İslam İlmihali, Yedinci Kitap, Ömer Nasuhi Bilmen, İstanbul 1956

15 Eylül 2014 Pazartesi

Sakin bir ibadet yeri: Rüstem Paşa Camii

Mimar Sinan’ın araştırmalarında, mekân kompozisyonunda yeni bir adım atarak yeni bir plan uyguladığı camii, Eminönü Mısır Çarşısı yanında, canlı bir ticaret merkezi ve kalabalık gürültülü bir çarşı ortasında “sakin bir ibadet yeri” sağlamak için fevkanî olarak yapılmıştır. 

Aslında bir küllüye halinde olup, üç katlı hanları, çifte hamamı, kervan saray ve mahkeme binası ile bodrum ve bir çok dükkânlarla birlikte çok güç bir yerde büyük bir ustalıkla planlamıştır. 

Aynı zamanda çukurdan kurtarıp, Haliç’e hâkim bir yere oturtmak için Sinan bu camii çarşı bodrum tonozları üzerinde altı metre yükseklikte, doğu ve batıda iki merdivenle çıkılan, avlusuz bir yapı olarak düşünmüştür.
                

Dıştan sade ve süslemesiz 

görülen Rüstem  Paşa Camii’nin

asıl zenginliği, son cemaât 

yerinden başlayarak iç mekânda 

gittikçe artan çini süslemelerde 

kendini  belli eder. 





Bu ölçüde ve 

zenginlikte çini süsleme 

Türk mimarisinde yalnız 

bu camiide görülür. 





Örtü sistemine kadar bütün duvarlar, mihrap,mahfiller, payeler, kemer dolguları, kubbe geçişleri hep çini kaplamalıdır. 

Buna rağmen çini kaplamalar, mimarî hatları ezmeden  ve mimarî değerleri değiştirmeden sadece sihirli, mistik bir atmosfer oluşturmak için kullanılmıştır.

(Yapı Kredi Yayınları, Ocak 1980, Prof. Dr. Oktay ASLANAPA)

4 Eylül 2014 Perşembe

Dostum Şükran kardeşime sevgi ve muhabbetlerimle…

Rüya Gibidir İstanbul İki Kıtada

Martıların süzüldüğü Marmara’da,
Rüya gibidir İstanbul iki kıtada.

Dünyaya meydan okuyan edayla,
Seyredersin tarihi parıltılarla…

Gürler gülbanklar Evlad-ı Fatihanla.
Yakut sütun, firuze kubbeli,
Cenneti andıran camileri,
Gökte yıldızlarla eşleşir minareleri. 

Şanlı maziden bir hatıra,
Meltem gibi eser bütün haşmetiyle,
İnci gerdanlık Dolmabahçe!
Asırlık çınar ağaçları ile,
Asırlık zaman tünelinde.

Sarayburnu’ndan güneş tüllenir, 
Marmara bahçe olur güllenir.

Açar dört mevsim gönlümde,
Hicaz mı, Hüzzam mı, 
Rast mı,  Nihavent mi?
Titrer udun tellerinde…


Şükran Beşışık
Hayattan Damlalar
(Fotoğraflar:sanatçı kızımız Sema Karlıova'ya aittir. Teşekkürlerimle.)

Dualarımız Niçin Kabul Olmuyor?

İbrahim Ethem Hazretlerine sordular ‘ Yüce Rabbimiz bana dua ediniz, duanızı  kabul edeyim’ buyuruyor. Biz de sürekli dua ediyoruz. Ama dualarımız kabul olmuyor. Bunun sebebi nedir?
İbrahim Ethem Hazretleri şöyle cevap verdi: Kalpleriniz 10 şeyden ölmüştür.
  • 1    Allahı bildiniz ama hakkını ödemediniz!
  • 2-      Allahın kitabını okudunuz ama onunla amel etmediniz.
  • 3-      Şeytanın düşmanı olduğunu iddia  ettiniz ama onu kendinize dost ve yar edindiniz.
  • 4-      Allahın Peygamberi Hazreti Muhammmedi (S.A.V.) sevdiğinizi söylediniz, iddia ettiniz ama onun  yolunu ve sünnetini terk ettiniz.
  • 5-      Cenneti sevdiğinizi iddia ettiniz, fakat cennet için amel işlemediniz.
  • 6-      Ateşten korktuğunuzu iddia ettiniz fakat günahlardan sakınmadınız.
  • 7-      Ölümün hak olduğunu iddia ettiniz fakat ona hiç hazırlık yapmadınız.
  • 8-      Başkasının ayıplarıyla meşgul oldunuz, kendi ayıplarınızı hiç düşünmediniz.
  • 9-      Allahın verdiği rızkı yediniz ama ona şükretmediniz.
  • 10-   Ölülerinizi defnediyorsunuz da hiç  ibret almıyorsunuz.
Sonra diyorsunuz ki neden dualarımız kabul olmadı? İşte bunlardan dolayı dualarımız kabul olmuyor.


KABE'NİN BUGÜNÜ