Mimar Sinan’ın araştırmalarında, mekân kompozisyonunda yeni
bir adım atarak yeni bir plan uyguladığı camii, Eminönü Mısır Çarşısı yanında,
canlı bir ticaret merkezi ve kalabalık gürültülü bir çarşı ortasında “sakin bir
ibadet yeri” sağlamak için fevkanî olarak yapılmıştır.
Aynı zamanda çukurdan kurtarıp, Haliç’e hâkim bir yere
oturtmak için Sinan bu camii çarşı bodrum tonozları üzerinde altı metre
yükseklikte, doğu ve batıda iki merdivenle çıkılan, avlusuz bir yapı olarak
düşünmüştür.
Dıştan sade ve süslemesiz
görülen Rüstem Paşa Camii’nin
asıl zenginliği, son cemaât
yerinden başlayarak iç mekânda
gittikçe artan çini süslemelerde
kendini belli eder.
zenginlikte çini süsleme
Türk mimarisinde yalnız
bu camiide
görülür.
Örtü sistemine kadar bütün duvarlar, mihrap,mahfiller, payeler, kemer dolguları, kubbe geçişleri hep çini kaplamalıdır.
Buna rağmen çini kaplamalar, mimarî hatları
ezmeden ve mimarî değerleri
değiştirmeden sadece sihirli, mistik bir atmosfer oluşturmak için
kullanılmıştır.
(Yapı Kredi
Yayınları, Ocak 1980, Prof. Dr. Oktay ASLANAPA)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder