Bu Blogda Ara

15 Eylül 2014 Pazartesi

Sakin bir ibadet yeri: Rüstem Paşa Camii

Mimar Sinan’ın araştırmalarında, mekân kompozisyonunda yeni bir adım atarak yeni bir plan uyguladığı camii, Eminönü Mısır Çarşısı yanında, canlı bir ticaret merkezi ve kalabalık gürültülü bir çarşı ortasında “sakin bir ibadet yeri” sağlamak için fevkanî olarak yapılmıştır. 

Aslında bir küllüye halinde olup, üç katlı hanları, çifte hamamı, kervan saray ve mahkeme binası ile bodrum ve bir çok dükkânlarla birlikte çok güç bir yerde büyük bir ustalıkla planlamıştır. 

Aynı zamanda çukurdan kurtarıp, Haliç’e hâkim bir yere oturtmak için Sinan bu camii çarşı bodrum tonozları üzerinde altı metre yükseklikte, doğu ve batıda iki merdivenle çıkılan, avlusuz bir yapı olarak düşünmüştür.
                

Dıştan sade ve süslemesiz 

görülen Rüstem  Paşa Camii’nin

asıl zenginliği, son cemaât 

yerinden başlayarak iç mekânda 

gittikçe artan çini süslemelerde 

kendini  belli eder. 





Bu ölçüde ve 

zenginlikte çini süsleme 

Türk mimarisinde yalnız 

bu camiide görülür. 





Örtü sistemine kadar bütün duvarlar, mihrap,mahfiller, payeler, kemer dolguları, kubbe geçişleri hep çini kaplamalıdır. 

Buna rağmen çini kaplamalar, mimarî hatları ezmeden  ve mimarî değerleri değiştirmeden sadece sihirli, mistik bir atmosfer oluşturmak için kullanılmıştır.

(Yapı Kredi Yayınları, Ocak 1980, Prof. Dr. Oktay ASLANAPA)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder