Bu Blogda Ara

28 Şubat 2016 Pazar

Osmanlının Yetiştirdiği Son Hanım Hattatlar

1. SELMA HANIM

Selma Hanımın günümüze nakledilebilen nadir çalışmalarından...
Zahide Selma Hanım, sadrı esbak Âli Paşanın küçük kızıdır. 1857 (1274 H.) babasının Bebek'de ki yalısında doğdu.

Hususî suretde tahsili ilm etdi. Tab’an husni hatta mail olduğundan yazıya çalıştı. Bebekte yalı komşusu olan Kadı Asker Mustafa İzzet Efendiden ta’lik meşk ederek icazet aldı. Numune olarak derç edilen yazı, ailesi tarafından Keçecizade Salih Fuat beye verilmiş, onun müsaadesi ile “Tarih hazinesi” adlı mecmuaya konmuştur.
Babasının Mercan’da ki camiinin minderinin kapusunda Kelime-i Tevhid yazılı bir levhası vardı. Mercan yangınında camii ile beraber yanmıştır. Şeyh Vefa türbesinin penceresi üstünde de bir yazısı vardır. 1874 (1291 H.) de Müşir Çerkez İsmail Paşazade Erkânı Harbiyye Yüzbaşısı Hüseyin Nâzım beyle (Paşa) evlendi. Üç  erkek, iki kız evlâdı oldu.

1895 (1313 H.) de vefat etti. Süleymaniye Camii Haziresinde babasının kabrinin civarına defn olundu.

Kabrinin Kitabesi (Sülüs)

“Sadrı esbak esseyyid Mehmet Âli Paşa merhumun kerimesi ve Piyade reisi sanîsi Hüseyin Nâzım Paşanın halilei muhteremesi hattatı şehire merhume ve mağfirün leha  Zahide Selma Hanım Efendinin ruhiçün rıza en lillâh el fatiha. 
Sene 1313 sevvedehu Vasfi”



Zihni Efendi  de diyor ki:

“ İşittiğimize göre asrımız zamanından bir de Zahide Selma Hanım vardır ki merhum Âli Paşa kerimesidir. Hüsni Hat ve edeb ile ma’rufedir. “
Habip Efendi “hat ve hattatan” da diyor ki:

“ Zahide Selma Hanım, sadrı merhum Âli Paşanın kerimei muhteremeleri olub hututı mütenevviayı eyu yazdıkları gibi ta’likde dahi merhum İzzet Efendinin mez’undur.

Mesacid ve tekâya ve  Hihanikahlarda ba’zı elvah ve hâsarları ru nüma ve kendileri iffet ve istikametle ruşenadırlar.”

Cilvenaz Hanımın nakledilebilen çalışmalarından...

2. CİLVENAZ HANIM

Hüviyetini tahkika imkân bulunamayan hattatlardandır.  

İsmine bakılırsa seraya, yahud kibar dairelerinden birine mensup olması muhtemeldir. 

Hilyei şerifenin ketebesi şu mısra’dır:

“ Ya Muhammed 
kıl şefaat 
ümmetindir 
cilnevaz“ 

Sene 1257 aslı, kitabçıların okur yazarlarından Raif Efendi de, görülerek Nurullah Pertev Bey tarafından fotoğrafla istinsa ve tevdi edilmiştir. “



3. FERİDE HANIM
Feride Hanım, Kastamoni  ulema ve şuarasından  Beharzade Hammamî Mehmet Raşit Efendinin kızıdır. 1837 (1253 H.) de Kastamoni de doğdu.
Feride Hanımın günümüze nakledilebilen nadir çalışmalarından...
Yedi yaşında Kur’anı Kerimi hıfz etdi. Babasından Arabî ve Farisî teallüm ve sülüs ve nezh temeşşuk etdi. “Tuhfei Vehbi” okumağa başladığı esnada şiire heves etdi. Bir müddet sonra babasının eş’arını tanzir etmeğe başladı. Yazıdan hicazet aldıktan sonra sekiz Mushafı Şerif ve Muhammediye yazmışdır.
Zaptiye Müşiri Bolulu İzzet Paşanın Divan Kâtibi olub bilâhare Zaptiye Meclisi Âzalığına tâyin olunan Kastamonili Ali Raif Efendi, Kastamoniye giderek Feride Hanımla izdivaç etdi. 1852 (1269 H.) birlikde İstanbul’a geldiler. Bilâhare Refikası ile beraber Batum’a gidüp avdetinde 1858 (1274 H.) de vefat etdi. Yirmibir yaşında zevcini gaip eden Feride Hanım fevkalâde müteessir olarak mersiyeler söyledi. Bir daha teehhül etmedi. Edebî tetebbuat ie meşgul oldu. 1871 (1288 H.) de ikinci deffa  müsin ve alil olduğundan uzun müddet kalamayarak Kastamoniye döndü. Babasının 1878 (1295 H.) de vefatından büsbütün müteellim oldu. İnziva etdi. Tarikatı Şabaniyeye mensub olduğundan evrat ve eskâr ile demgüzar oldu.

1903 (10 cumadelûula 1321 H.) de vefat etti. Kastamonide Yakub Ağa Camii haziresinde babasının ve annesinin yanına defn olundu. İki deffa Kastamoni niyabetinde bulunmuş olan Tırnakçızade Ziver Bey, Feride Hanım hakkında şu kıtayı söylemişdir:
“ Beharzadei  danişverin kerimesidir.
Sühan Şinasü hünerver  Faridetüleyyam
Nisanda ehli Sühan nadirattandır, anı
Hüda o pîri sühendane eylemiş in’am. “

Zevcinin yadigârı olan saati gaip olmasından dolayı pek ziyade teessür ederek şu gazeli söylemişdir:
“ Ah kim çıktı elimden koynumun zer saati
Hasretiyle kalmamıştır gönlümün hiç rehati
Yad gâri yâr idi, doğru gider gam har idi
Yirmibeş yıldan beru etmiş idim ünsiyeti

Zer gibi zerd ola ruyı, hem ayrı nakş ola
Mekr ile bigâneler yer eyledise sirkati
Yelkuvan veş ruzü şeb zevki içün çeksün te’ab
Soksun akrepler vücudün göre rencü mihneti
Kıldı rakksı felek çarh gibi sergerdan beni
Niçe dolaplar ile verdi bana çok zahmeti
Yekdürür zinciri zülfiyâr ile bend olması
Kayd olup derdü game çekmekten ise firkati

Ben Feride veş gamü mihnetle ferdim dehrde
Geçmedi âlâmsız bi’çarenin bir saati.


Servet Hanımın nakledilebilen çalışmalarından...
4. SERVET HANIM

Emine Servet Hanım -  Taifte ikamete memur iken vefat eden Esbak Şeyhülislâm Hasan Hayrullah Efendinin küçük kızıdır. Annesi Fatma Zehra Hanımın babası, “Arpacılar Sofısı” denmekle ma’ruf Baçekapusunda Arpacılar Camii İmamı ve Vakfımütevellisi Hafuz Ahmed Efendidir.

Haydarpaşada hamam sahibi Âbidin Bey namında biri ile izdivaç etdi.

Evladı olmadı. Zevc Ümmi olduğundan imtizaç edemeyerek ayrıldı.

Annesinin vefatından sonra İstanbul’da kalmak istemedi. Medine de bulunan büyükbabası Ahmed Efendinnin yanına gitti. Orada kaldı. Vefat tarihi malûm değildir.

Muhsinzade Abdullah Beyden sülüs, nezh ve celî teallum ederek hicri 1289 senesinde icazet aldı. Dokuz hilyei şerife yazmıştır. “Çocuğum yoksa da vesilei rahmet olacak dokuz evladım vardır” dermiş.

Hilyelerden biri, Arpacılar camiindedir. Diğeri Şeyhülislam Turşusuzade Ahmet Muhtar Efendinin necibi esbak Adliyye Nazırı Necmeddin Molla Bey merhumda idi. Vaki’ olan reca üzerine Molla Bey merhumun damadı üstadı muhterem Ebulalâ Bey, fotoğrafını aldırarak, tevdi’eylediği gibi refikayı mükerremesi de Servet Hanımın tercümei halini istihsal etmişdir.

Son Hattatlar, Milli Eğitim Basınevi  1970, İbnül Emin Mahmud Kemal İnal