Bilgi:
söylenti ve dedikodudan,
kanıt yoluyla ayrılır.
Hakkında kanıt
olmayan bilgi, bilgi değildir. Dolayısıyla da bilgi muamelesi görmemelidir.
Söylenti; bilgi ya da dedikodu olabilecek
enformasyondur. Onu bilgi sınıfına sokabilecek bir kanıt yoksa hiçbir şekilde,
söylentileri kamuoyuna yaymamak gerekir. Çünkü gerek bilgi gerekse dedikodu
gibi söylentide kamu belleğinde “özellikle de bizim toplumumuzda” kalıcı izler
bırakır. Söylenti yoluyla iz bırakma en adi insan hakları ihlalidir.
Dedikodu; ise insanlık tarihi kadar eski bir
yüz karasıdır. Ve hiçbir şekilde bu süreçte yer almamalıdır. Yer verilirse en
çok suçluya yarar, ayrıca da suçsuz insanları isyana iter. Kamuoyunun en önemli
özgürlüğü; bilgilenme özgürlüğüdür. Ve bu özgürlüğün en büyük iki düşmanı “
kanıtlanmış söylenti” ve “dedikodu” dur.
Tınaz
Titiz, İnsan Ne Yerse Odur, İnkılap Kitabevi, 1997
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder