[İsmail Hakkı Bursevi hazretleri, evladı Seyyid Ali
Çelebi’ye hitaben yazdığı mektupta ifade buyurmuştur ki;]
“Allah hem darlaştırır, hem açar...” (Bakara suresi, ayet 45)
Dünyada insanın darlığı daha çok olduğu için “kabz-darlık” önce buyuruldu;
ve âlimin ahlâkı çoğunlukla sabırda belli oldu.
Kulun borcu iki türlüdür: Biri din ve diğeri dünya borcu… [Borcun] yerine
getirilmesi, tesir bakımından Hak’ka ısmarlanmış; ve edâsı, çalışma ve gayret bakımından halkın işe girişmesine bağlanmıştır.
Allahın mecburi kıldığı farzlar ve diğer hükümler Hak’kın kudreti ve her
bir mükellefin gayretiyle olur; başkasının bedeliyyeti fâide vermez. Ve kullara mahsus hukuk ve borçlar dahi şahsın
gayret ve çalışmasına muhtaçtır. Ancak çalışmakta tesir, eylemden değildir; ve
rızkı, çalışmanın neticesi bilmek küfürdür. Şüphesiz ki, tesir Allah’tandır.
Sebeplere tutunmak gerekir; fakat girişilen bir işte dahi netice meçhuldür.
Zira her talep edilen şeyin aynısı zuhur etmez ve ele geçmez; çünkü, çok farklı
yönleri vardır. Lakin şunu bilmek gerekir ki, halis bir niyete bitişik işler
zâyi olmaz ve “cevad-ı çok cömert” olan Allah, kulundan bir şey men etmez; aksi
halde cimrilik ve aczi yet lazım gelirdi.
Hak Teala “feyyaz-bereketi bol veren”dir; velâkin bereketi farklı şekillerdedir. Bu sebeple hiç kimse kendini başkasıyla
kıyas etmemeli; amel ve hal’de dahi böyle…
“İşte, bütün bunlar
güçlü, bilici Allahın takdiridir.” (En’am suresi, ayet 96)
|
Bursa Tuz Pazarındaki İsmail Hakkı Bursevî Türbesi |
Kişi eğer çalışmanın ve gayretin yolunu tutarsa, ona dayanacağı bir
“esas” lazımdır; o esas, niyetin güzelliği ve doğru bir inanış ve amel’dir.
Yani çalışmanın ilahi emir olduğunu bilmeli ve tesirin Allahtan geldiğine
inanmalı, güzel amelde bulunmalı ve Hak’kın emrine uymak için niyet ve kast
etmelidir; yoksa ticaret ve rençperlik ve dünyayı elde etmeye
yönelmek, kötü ve bozuk bir maksattır. Dünyalık için dünya işi
tutmak ahirete yaramaz ve işin zorlaşmasına sebep olur ve kolaylığı dahi derece
derece güçleştirir.
Öyleyse, dünyayı dine tâbi’ kılmalı; aksine giderek yanılmamalıdır. Sen ki,
ehl-i sünnet yolundasın; dünyayı, din ile bulursun. Kainatın Efendisi’nin dergâhına müracaatsız olmaz; zira her türlü rahmet, Rahman isminin hükmünün
tecelli ettiği o kapıdan paylaştırılır.
Eğer zenginlik istersen gece evini süpürme.. ve soğan ve sarımsak
kabuğunu ateşte yakma.. ve kendinden yaşlı ve bilgili olanın önünce
yürüme.. ve her bulduğun çöp ile dişlerini karıştırma.. ve elini kepek ve çamur
ve toprak gibi şeylerle temizleme.. ve mescidten herkesten evvel çıkıp gitme;
duayı bekle...
Dünyada en kıymetli gıdası olan ekmek, amellerde niyet gibi temeldir. “Ekmek ikram ediniz” denilmiştir. Öyleyse ekmek ve kırıntısını hor görmek ve ayak altına bırakıp zelil etmek mushaf-ı şerifi hor ve hakir görmek gibidir; fakirlik getirir. Sofrada ekmeğin kırıntısını yemek hürmettendir.
Kap-kacak türü şeyleri yıkamadan bırakma..ve içinde yiyecek ve su olan
kabın üzerini kapağıyla ört; aksi halde içine belâ iner ve onu yiyip içen kişi ebedi hastalıktan kurtulamaz. Bu hususta,
özellikle Aralık-Ocak aylarında fazlasıyla dikkatli olmak gerekir.
Olur olmadık şeyler için Allahu Tealanın şerefli isimleri üzere yemin
etme.. ve evinin içinde ve dışında örümcek ağı bırakma.. ve halka lanet edici
olma; çünkü zalimlere Hak’kın laneti kâfidir.. ve yalan söylemekten kaçın ve
eğer zaruret olursa imâlı söz ile karşılık ver.. ve elbise üzerindeyken
yırtığını dikme ve eğer dikmeğe mecbur kalırsan, hiç olmazsa Allahın ismini
zikreyle ve salavat getir.. ve mum ve kandil fitilini iyice söndür, dumanlı
bırakma.. ve ekmeğin bazı yerlerini yiyip bazı yerlerini bırakma; eğer ki
ağzında dişin yoksa kabuğunu yemeyebilirsin..
Ve tuvaletini yaptığın yerde pisliğe tükürme; zira tükürüğünü pisliğe
karıştırıp tahkir etmiş olursun..
Namazda tembellik yapma..
Pazar yerine herkesten evvel gelip, en geride kalma; zira dünya hırsının
göstergesidir. Pazar yeri şeytanın oyun yeridir; bu
sebeple (Lâilahe illallahu vahdehû la şerike leh.
Lehü’l mülkü velehü’l-hamdü vehüve alâ külli şey’in kadir) demeği alışkanlık haline getir..
Günahlar rızkın noksanlaşmasına sebeptir; öyleyse insanın, kalbini ve
uzuvlarını haramdan sakındırması lazımdır.
Ve çok uyuma; hususen sabah namazından sonra işrâk vaktine kadar.. ve yaz -
kış uyanık kalıp zikir ile meşgul ol.. ve evladından dahi mükellef olanları
uyutma ve onları namaza teşvik eyle..ve eğer oyun ve eğlence yerlerine
gitmelerine müsaade edersen, bizzat kendin kötülük etmiş gibi olursun.
Ve namaz kılmayanın kapısı önünden geçme ve öyleleriyle ticaret ve
muamelede bulunma; aksi halde zatlarındaki ve mallarındaki pislik bulaşıcı
olur.
Ve gece yatağına çıplak yatma.. ve cenabet halde yiyip-içme; eğer abdest
alırsan olur, çünkü abdest guslün yarısıdır..ve cenabetten sonra yıkanmayı
erteleme; bedenin leş gibi olduğu içindir ki, rahmet melekleri bulunduğun
yerden kaçar. Eğer yıkanmayı ertelemen zorunluysa abdestli olman gerekir..
Ve iki şey mesaneye taş götürür ve sonunda kişinin mahvına sebep olur; biri
“cima-cinsel birleşme”den sonra bevl etmemek ve diğeri peyniri çok yemek.
Ve hayatta olan ana-babaya isimleriyle seslenmek, büyük bir suçtur ve
fakirlik sebebidir.
Ve kapı eşiği üzerine oturma.. ve kapı yanına dayanıp durma.. ve elbise
kolunun ucu ve kenarıyla yüzünü silme.. ve sakalını ayak üzerinde ve kuru
tarama; ıslatıp tara.. ve sakal tarağını kimseyle ortak kullanma; misvak gibi..
Ve her yemeğin sonrasında misvağını kullan.
Ve namaza durmak kuvveti varken amel eyle.. ve her gün 100 kere
(Lâilahe illallahü’l-melikü’l-hakku’l-mübin) duasını tekrarla..
Ve cuma günleri ve faziletli zamanlarda da birkaç kere, hiç olmazsa 7 kere
şu duayı oku: (Allahümme ya ganiyyü, ya hamidü, ya mübdiü, ya muidü, ya rahimü,
ya vedûdü. Ağninibihelâlike an harâmike ve
bitâatike an ma’siyetike ammen sivâke)
İnşaallahu teala bahtın açılır ve kısmetin bol olur; borcunu öder ve
muradına erersin. Sakın dünya seni aldatmasın. Suretin dünyada ve
hâlin ukbâ’da ve sırrın Hazret-i Mevlâ’da olsun.
Dünya bulaşıklığından kurtulmak güçtür; dünya ehli olmak ise büyük suçtur.
Rabbim, rahmetinin bolluğundan versin; şükret ki, Müslüman oldun. Bir
engelle karşılaşınca sıkışıp büzülme. Güneş sürekli bulut arkasında kalmaz;
vakti gelince görünür..
Hüznün var ise Hak için mahzun ol; ki, bu azim bir derecedir..
Dünya, kaybolucu bir istek ve gayeden ibarettir; insanın gam çektiğine
değmez. Din’de yüce şahsiyetlere ve dünyada sefil kimselere dikkatle
bakmalıdır..
Artmazsa hemen eksilmesin. Kuvvetin yeteceği iş biter; kalanı ise
ahirette tafsilatlı yük olur.. Malın hukukuna riayet olunması azaldı.. Halkın
çoğu kendi davasına düştü ve Hakkın her bakımdan halifesi olduğunu unuttu…
Öylece göreyim sizi ve beraberinizde olanları ki, takvânın
sağlam kulpuna yapışmış ve kendinizi şeriat yoluna köle etmiş olasınız...
Sadeleştiren : SUAT AK