“İstanbul’un
Florası Fuanası”
Şehirde
ağacı, çiçği ifade eden sayısız semt, cadde, sokak ismi bulunmaktadır. Fındıkzade, Fındıklı, Çubuklu, Acıbadem,
Bademlik, Zeytinburnu, Elmadağ, Küçük ve Büyük Armutlu, Fıstıkağacı,
Sakızağacı, Ceizli, İncirli, İncirköy, İncirlibostan, Bağlarbaşı, Validebağ,
Bostancı, Söğütlüçeşme, Sıraselviler, Serviburnu, Kavaklar, Ihlamur, Fulya,
Kirazlımescit, Asmalımescit, Narlıkapı, Ortabahçe, Ortabahar, Yeşilbahar,
Uzunçayır, Fenerbahçe, Bahçeköy, Bahçelievler, Yenibahçe, Bahçekapı gibi semt
isimleri ağaç ve bahçe kültürünün ne denli yoğun olduğunu gösterir.
Ama hepsinden
önemlisi İstanbul’un ağacı; çınar ağacıdır ve şehirde çınar ve çeşmeden
başlayıp kahvehaneyi, iskeleyi de içeren sayısız çınaraltılı meydan bulunur.
İstanbul’un
Güzel Ağaçları
1.Çınar
Osmanlı
devletinin kuruluşundan itibaren çınar ağacı; simgesel bir özellik taşır ve
neredeyse devlet eli ve himayesinde bütün Osmanlı coğrafyasına yayılır. Çınar
devasa boyutu, geniş gövdesi yüksek dalları ve iri yapraklarıyla, sanki
devletin gücünü, kudretini, hâkimiyetini ve meydan okuyuşunu anlatır. Bütün bu
özellikler dolayısyla da devlet adına adeta resmi bir ağaç statüsünde ve bir
anıt özelliğinde meydanlara konulur.
Osmanlı
yerleşim bölgelerinde, en küçük köyden Payitahta kadar meydanların ağacı
çınardır. İstanbul şehri de eski bir kent olması dolayısyla çok miktarda tarih
ve anıt çınara sahiptir.
Topkapı
Sarayının birinci ve ikinci avlularında, özellikle Divan-ı Hümayun etrafında Bab-ı
Hümayun ve Bab-ı Selam önlerinde anıt çınar ağaçları mevcuttur. Bu çınar hâkimiyeti
sarayın Gülhane bahçesinde ve Alemdar yokuşunda, Zeynep Sultan Camii önünde devam
eder.
Sultanahmet
Meydanı ve Camii avlusu ile Kabataş’ta ve tramvay yolu üzerinde yer alan
çınarlar da aynı gücü vurgular.
Saraylar ve
Büyük Meydanlar dışında Çınar ağacı, İstanbul’un yeni kurulan bütün
mahallelerinde küçük çınaraltılı mahalleleri meydana getirir. Eyüp Sultan Camii
avlusunda, Kadıköy’ün Osmanağası’nda, Üsküdar’ın Mihrimah’ında özelllikle Atik
Validesinde, Anadolu hisarında, Göksu içlerinde, Kandilli de, Kanlıca’da
uckukluda paşabahçede beykozda, kavaklarda emirganda ve yine özellikle çengelköyünde
dini, mimari, cami, çeşme, türbe, iskele, kahve kompozisyonunda çınar ağacı en
önemli öğedir.
Çınar ağacı
Boğaziçindeki hâkimiyetini büyükderede şu anda maalesef mevcudu olmayan ve
ancak gravürlerde görebileceğimiz olağanüstü boyutlardaki bir örneği ile tarihi
geçirmiştir. Bu dev çınarlardan sahillerde artık örnekler kalmasa da
boğazarkalarında Büyükdere’de Orman Fakültesinin korularında hala birkaç örnek
bulunur.
Süleymaniye
İmaretinin “Darülziyafe” çınarı da çitlenbiği ve küçük havuzu ile dikkat çekici
örneklerdendir.
2. Meşe
Çınar
İstanbul’un şehir içinin, meydanlarının, medeni bir ağacı olarak ön plana
çıkarken; korular, kırsal sahalar, meşe ağacının hâkimiyetine bırakılmıştır.
İstanbul’un özellikle Anadolu yakasında, Kocaeli yarımadası boyunca meşe ağacı
önemli bir kısmı kesilmeler sonucunda yok edilme noktasına gelse de, tek tük
dikkati çeker. Boğaziçi’nin korularında ve Anadoluhisarında, Çubuklu Kasrının
hemen önünde, Beykoz Kaymakdonduran da ve Rumeli yakasında yıldız Korusunda,
anıt özelliği taşıyan meşeler görmek mümkündür.
3. Servi
İstanbul
ağaçları arasında, serviye de özel bir yer ayırmak gerekir. Halk arasında
“selvi” olarak telaffuz edilen bu ağaç, genellikle ve tyanlış olarak “mezarlık
ağacı” şeklide algılansa da servi, İstanbul bahçe ve koru kültüründe önemli bir
peyzaj mimarisi öğesidir. Divan edebiyatında sevgililer, güzeller hep servi
boyludur. Dini, mistik anlayışta servi “elif harfinin karşılığı” yani Allah’ı
ifade eden bir semboldür. Mezar başlarına dikilir, çünkü oradan Allah’a dönüşü
ifade eder. İslamiyet dışında uzakdoğu kültüründe de önemli bir yeri olan servi
ağacı İstanbul’da bütün tarihi mezarlıklarda yer alır.
Topkapı
Sarayı başta olmak üzere, Fenerbahçe burnundaki Kanuni döneminden kalma anıt
servilerinn bulunduğu yazlık saray, Sümbül Efendi ve Yahya Efendi gibi tsavvuf mekânlarının
bahçeleri, hep servi ağaçlarıyla doludur. İstanbul’un en yaşlı servilerinin
görüldüğü bir mekânda Karacaahmet Mezrlığıdır.
Boğaziçinin
dik yamaçlarında, korularında özel olarak dikilen serviler ise her dem koyu
yeşil olan görüntüleri ve yamaçlarda ön palan çıkan dik duruşları ile
etrafındaki açık yeşil renkteki bitkilerle öok güzel uyum ve görünüm
sergilerler. Vaniköyünde Papaz Korusunda, KandillideDe bu güzellik hala
görülebilir.
4.
Fıstık
Çamı
Boğaziçinin
kıyılarından cephelere doğru uzanan yamaçlarında bir şemsiye gibi yer alan,
dikakt çekici bir diğer ağaçta fıstık çamıdır.
Üsküdar’da, Nakkaştepe’de,
Fethipaşa korusu sırtlarından başlayarak, özellikle Anadolu yakasında sıkça
rastlanır.
Anadolu hisarının tepesinde anıt özellik taşıyabilen örnekleri
görülür.
Bunlar Paşabahçe Beykoz arasında Burunbahçeye dek uzanırlar. Aralarında anıtsal özellikte olan örneklere Küçük Çamlıca korusunda rastlanır.
5. Erguvan
Çınar kadar
uzun yaşamayan, meşe kadar korulara yayılamyan, servi gibi dik duruşu ile öne
çıkamayan daha küçük boyda mütevazı ama çiçeklenmesi ile diğerlerini geride
bırakan istanbul’un bir diğer ağacı da erguvandır. Nisan Mayıs aylarında Boğaz
korularına, Marmara Denizi kıyılarında, Gülhane Parkı civarında, Rumeli
Hisarının içinde hatta hemen hemen bütün İstanbul’da erguvan, kendine has pembe
renkli tonarı ile şehirde kısa sürede olsa br gösteri yapar.
6. At
Kestanesi
İstanbul’da
son yıllarda çınarla gizli gizli rekabet eden bir diğer ağaçta at kestanesidir.
Sanki meydanalrda çınarın yerini almak
üzere, derinden derine bir gayret sarfetmektedir.
Beyazıt
Meydanından Sultanahmet Meydanına, oradan Gülhabe Parkına bir çok okul bahçesine yavaş yavaş kurulmaya
başlamıştır. Büyük beyaz salkım salkım çiçekleriyel açtığı zaman çınara
görüntüsü ile nazire yapar. Beyaz çiçeklerinin bu sade güzellliğine esas
kırmızı çiçekli ar kestaneleinin frapanlı ve şaşalı renk cümbüşü bastırır.
Gül
kurusundan şarabı renge kadar açmış, kırmızı tonundaki renkleriyle art kestaneler
İstanbul’a çok yakışmaktadır. Anadolu yakasında Bağdtş Caddesinin etrafında
yeni bir moda oluşturduğunu da söylemek mümkündür
7. Çitlenbik
Servi nasıl
mezarlık ağacı ise çitlenbikte onun hemen yanında ona eşlik eden bir “
tekke-türbe ağacıdır.”
Yedikule’de İmraho İlyas Bey anıtının avlusundaki
haziresinde “mezarlık) bahçesine anıt özelliği taşıyan çitlenbik örnekleri
görülebilir.
Meşeyle yan
yana bulunan bir koru ağacı olarak ön plana çıkan dişbudak, İstanbul’da artık
çok rastlanan bir ağaç türüdür.
Ama yine de meraklısına boğaziçinde Küçüksu
Kasrı bahçesinde, Mihrişah Sultan Bahçesinin kurulan dişbudak ağacını
görmelerini tavsiye ederiz.
9.Sakızağacı
İstanbul’un
görkemli sakız ağaçlarından en güzel örnekleri Kadıköy yaksında Fenerbahçe
burnunda Turing bahçende görmek mümkündür.
10. Manolya
Manolya
İstanbul’a sonradan gelen, daha doğrusu getirilen asri ve asil bir ağaçtır.
Zaman zaman ve meşe ve çınar boyutuna kadar uzanır ama onalar gibi yapraklarını
dmökmez her dem yeşildir, üstüne bir de gösterişli çiçekleri açar. Saray ve
kasr bahçelerinde başlayan gösterisi, Boğaziçinde Beylerbeyi Sarayında ve
Baltalimanında Mustafa Reşit Paşa’nın Kasrında örnek olarak görülmüş ve daha
sonra diğer Boğaz yalılarında arzı endam etmeye başlamıştır.
Haluk Dursun, Şehir ve Kültür İstanbul, 2011, Profil
Yayıncılık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder