FIDDA HATUN
Bir
koyunları varmış… Fakir aile… Bu koyuna muhtaçmışlar… Kurban bayramı gelmiş… Fatımanın kocası teklif etmiş:
- - Bayram
geldi; koyunu kurban edelim!
- - Yok,
demiş Fatıma; biz fakiriz kurban etmesekte olur, bize izin var… Allah bu koyuna
ihtiyacımızı biliyor.
Ve kesmemişler.
O gün evlerine bir misafir gelmiş. Bu defa Fatıma kocasına teklif etmiş:
- - Git
de koyunu kes… Misafire ikram etmeye memuruz. Ama öyle bir yerde kes ki,
çocuklarımız görmesin. Sonra ağlaşırlar…
Kocası koyunu
alıp bahçesinin etrafındaki çitin arkasına gidiyor. Orada, kimse görmeden
kesecek… Tam o sırada bir koyun,çitin üstünden atlayıp, bahçeye, Fatıma’nın
ayakları dibine düşüyor. Fatıma onu kendi koyunları sanıyor. Kocasının elinden
kaçtığını hayal ediyor. Bir de çitin arkasına geçince görüyor ki, kocası
kendi koyunlarını çoktan kesmiş, derisini yüzmekle meşgul…
Esrar (sır) âleminden
gelen koyunu itina ile muhafaza ediyorlar. O daima süt veriyor ve sütü bal
lezzetinde geliyor.
….
RABIA (Adviye)
Hicri birinci ve ikinci asır Kudüs
civarında medfun
Basralıdır.
İçtihad sahiplerinden meşhur Süfyan (Sevri) nin çağdaşı…
Süfyan ondan
meseleler sorar, onun duasına rağbet gösterirdi. Bir gün süfyan Rabiatül’adviyenin
yanında ellerini kaldırıp dua etti.
- - Allahım
senden selamet dilerim!
Rabia ağladı ve Süfyan sordu:
- - Niçin
ağlıyorsun?
- - Sen
ağlattın. Bilmiyor musun ki, Dünya’dan selâmet onu terk etmekle olur. Halbuki
sen onunla dopdolusun.
Rabia’nın duası:
- - Allahım,
senden istiğfar ederken doğruluğumun azlığından istiğfar ederim.
Süfyan ona sordu:
- - Allaha
yakınlık arayanların en ilerisi hangileridir?
Rabia dedi ki:
- - Dünya’da
ve ahrette Allah’tan başka dost ve gaye edinmeyenler…
Bir gün yine Süfyan Rabia’nın
önünde dedi:
- - Çok
mahzunum, çok mahzunum!
Rabia cevap verdi.
- - Yalan
söyleme! Eğer sen gerçekten mahzun olsaydın neşe sana hoş görünmezdi.
Hoşlanmayı istemezdin. Bense gamlı olarak değil gamsız olarak mahzunum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder