Bu Blogda Ara

9 Kasım 2014 Pazar

Torunlarım için “dokunacakları topraklar, sarılacakları ağaçlar” istiyorum!

Bu fotoğraf; blogtaki tüm fotoların da olduğu gibi,
"temsili" fotoğraftır. Blogta kişisel hiç bir
fotoğraf kullanılmamaktadır. 
Üç yaşındaki küçük torunum Sûde ile toprakla uğraştık bugün... 

Sûde elmasını yedikten sonra, elmanın çekirdeklerini çıkarıp, bir kalem yardımıyla toprağı kazdı, çekirdekleri ekti. Toprağı kapayıp suladı, bu yaptığı işe pek ama pek çok sevindi.

Bunun devamını getireceğimizi, yarın da diğer meyve çekirdeklerini bahçeye ekeceğimizi söyledim. Bu sayede ben de toprakla uğraşıyorum, Sûde de toprağı keşfetmiş oluyor. Öğrete biliyorsam toprağı ve sevdire biliyorsam, ne saadet benim için!

Biz millet olarak toprağı bahçeyi unuttuk, unutturulduk. 

Çocuklarımız betonlar içinde büyüyor. Rant uğruna yetişmiş ağaçları kestik, toprağa betonlar diktik. 50 katlı siteler yaptık. Bunlarla öğündük. Gazetelere çarşaf çarşaf satış ilanları verdik. 

Nedir bu zevksizlik, çirkinlik. Hiç mi gelecek nesilleri düşünmüyoruz. Her şey rant mı? Nerede bunlara ruhsat veren Belediyeler, Mimarlar, Üniversiteler?
Köylere bile apartman yaptık. 
Bitirdik toprağı, yazık, yazık! Yağmur az, kar yok neredeyse!
Hey hat geçti geçti artık! 
O ağaçları diken ecdadın kemikleri sızlıyordur. Onları rahmetle yad ediyorum. 

Bu ağaçları sökenleri, bu yüksek binaları yapanları, yaptıranları gelecek nesil ne ile anacak?

Ağaç dikenlere rahmet dilerken, ağaç sökenlere ne diyeyim bilemedim. Şu anda oturduğum bahçede otopark uğruna bir çok ağacın kökleri zedelenmiş. Bunlar asırlık eski ağaçlardı. Bu binayı yapan mimar bilmiyor muydu? Yeter biraz saygılı olalım! 

Çocuklarımıza dokunacakları topraklar ve sarılacakları ağaçlar bırakalım…

(Zahide Üçışık Arabacıoğlu, 17.4.2014-Perşembe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder